Amerika’nın Paris Anlaşması’ndan çekilmesi ve iklim değişikliği konusunda yükümlülük almak istememesi Türkiye’nin gelişme hedeflerini de olumsuz etkiliyor. Raporda, Planlı bir gelişme, sosyal refah ve ekolojik geleceği birlikte ele alan bir dönüşüm için Türkiye’nin iklim politikalarında daha etkin rol alması gerektiği savunuluyor. Yurttaş katılımı yoluyla yaşanan mevzuat dönüşümünün de bu sürece bir katkı olarak göz önünde…
Ekoloji Kolektifi Derneği, “İklim Adaleti Mücadelesi için 10 Durak” adlı kitabı 7 Temmuz 2017 tarihinde yayınladı. Çalışma, Almanya’nın Hamburg kentinde bugün başlayan G20 Liderler Zirvesi’nin önemli başlıklarından biri olan iklim değişikliği tartışmasının adalet boyutunu ele alıyor. İndirmek için tıklayın. Paris İklim Anlaşması ile beraber geri çevrilemeyecek sonuçları olan iklim etkilerini önlemek için bazı adımlar atılmış…
İklim adaletinin mevzuat, yurttaş davaları ve ÇED raporları boyutuyla görünümünün anlatılmaya çalışıldığı raporda; iklimin korunmasını iyi yaşama ve gelişme hakkıyla birlikte sağlayabilmek için, yurttaşların da etkin olduğu kamu politikalarının oluşturulmasının, yürütülmesinin ve takibinin önemli olduğu vurgulanıyor. İndirmek için tıklayın. İklim adaletinin, mevzuat, yurttaş davaları ve ÇED raporları boyutuyla görünümünün anlatılmaya çalışıldığı raporda; iklimin korunmasını iyi…
İklim değişikliğinin giderek daha fazla hayatımızı etkilemeye başladığı bugünlerde, iklimi ve dolayısı ile yurttaşların haklarını korumayı amaçlayan hukuki süreçlerin önemi giderek artıyor. “Türkiye’de İklim Koruma Davaları ve Hukuki Durum ‘2016” adlı çalışma, ülkemizin gelişme ve iyi yaşama hakları ile iklim adaletini merkeze alan bir yaklaşımla, özellikle enerji yatırımları ve bu yatırımların konu olduğu iklim koruma…
Araştırmacı ve ekonomist Dr. Bengi Akbulut’un, ülkemizin en önemli meselelerinden biri olan enerji tartışmalarına alternatif bir maliyet hesabı sunan “Termik Santrallerin Maliyeti – Alternatif Bir Değerlendirme” adlı çalışması Ekoloji Kolektifi tarafından yayınlandı. Yapılması gündemde olan 5 termik santral projesinin incelendiği çalışmada, uluslararası literatür baz alınarak, bu proje alanlarında çevre ve ekosistem üzerinde yarattıkları “görünmeyen” maliyetler…
Ekosistemlerin insan için mi, ekonomi için mi olduğu gibi kısır, popülist ve bilimsellikten uzak siyasi argümanların her yerde olduğu günümüzde doğanın her adımda daha çok finansallaştırılmasına tanık oluyoruz. Bu gidişata bir dur demek mümkün. 2015’te yayınladığı kitabı “Hayat Ağında Kapitalizm” (Verso) ile çok ses getiren Jason W. Moore’un burada Ali Alper Alemdar’ın çevirisiyle sunduğumuz denemesinde…
Ekoloji Kolektifi tarafından hazırlanan raporda; İzmir 2. İdare Mahkemesi‘nin 16.12.2016 tarih ve 2015/1758 E 2016/1593 K numaralı karar gerekçesinin hukuken anlamı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu karar gerekçesi bağlamında ivedilikle yerine getirmesi gereken görevleri değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, 2009/7 sayılı Genelge’nin iş bu karar bağlamında uygulanıp uygulanamayacağı ve oluşturulan ÇED Raporu’nun yeterliliği tartışılmaktadır. İndirmek için…
Küresel İklim Değişikliği Yükümlülükleri Hakkında Oslo İlkeleri, iklim değişikliği konusunda uzman hukukçularca oluşturulmuş bir metindir. Bu metin, devletlerin sorumluluk almalarının, çevre sorunlarının çözümü için tek yol olduğunu vurgulamaktadır. Uluslararası anlaşmaların ve çevre zirvelerinin, çevre hukukunun ortak dilini ilkeler yoluyla kullanmasını ve devletlerin ortak hareket etmelerini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. Bu ilkeler, devletleri iklim değişikliği sorununun çözümü konusunda…
HEMA Termik Santrali ve Kül Depolama Sahası Projesi için hazırlanan ÇED raporlarının, Çevre Hukuku kapsamında değerlendirmesini içeren raporda; entegre tesisler için tek ÇED süreci işletilmesinin zorunluluk olduğu; bu zorunluluğun entegre projenin çevresel etkilerinin bütüncül olarak değerlendirilmesi için olmazsa olmaz bir koşul niteliği taşıdığı ve HEMA Entegre Termik Santrali Projesi’ne ilişkin birden fazla ÇED süreci işletilmesinin…
Enerji, her türlü toplumsal gelişmenin, içinde yaşadığımız uygarlık biçiminin başat ve olmazsa olmaz metası haline gelmiştir. Bir üretim aracı olduğu kadar bir tüketim malıdır da. Bu nedenle bir toplumun yaşam biçimi ile enerji üretim biçimleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Enerjinin nasıl üretileceği sorunu, nasıl bir yaşam kurulacağı sorunu ile birebir ilişkilidir. Türkiye’nin enerji politikasının…