Anlaşmada fosil yakıt teşviklerinin azaltılmasına ya da kaldırılmasına yönelik herhangi bir cümle yer almadığı gibi “fosil” ya da kömür, petrol, doğal gaz gibi yakıtların adı bile geçmiyor İktisadi anlamıyla fosil yakıt teşvikleri, fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin üretici için maliyetini düşürmek, fosil yakıt üreticilerinin eline geçen fiyatı yükseltmek ya da fosil yakıt tüketicilerinin karşılaştığı fiyatları…
Geride bıraktığımız yılın son ayında Paris’te gerçekleşen, ana akım medya ve devlet liderleri tarafından büyük bir başarı olarak sunulan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndan gerçekten nasıl bir sonuç çıktı? 196 ülkenin onay verdiği Paris Anlaşması’nı nasıl yorumlamalı? İklim cephesinde somut olarak ne değişecek, ne değişmeyecek? ‘Paris’ten Sonra’ dosyasında niyetimiz, uzun süre boyunca gündemimizde olacak bu…
Paris iklim konferansını yerinde gözlemleyen Elif Gündüzyeli, Mahir Ilgaz, Cem Arif Gündoğan ve Ethemcan Turhan 10 soruda anlaşmayı ve sonuçlarını yorumladı. 1) Paris Anlaşması’ndan sonra değişen ne, değişmeyen ne? 2) Hangi ülkeler süreci tıkadı, hangileri olumlu etkiledi? 3) Hesaplara göre ülkeler azaltım vaatlerini yerine getirse bile ısınma 2.7 - 3 dereceyi bulacak, peki 1.5 hedefine nasıl ulaşılması öngörülüyor? 4) Vaatlerin hukuki bağlayıcılığı...
Paris Anlaşması’nı hayra mı şerre mi yormalı hala emin değilim. Anladığımı düşündüğüm her şeyde bir olumsuzluk, bilinmezlik, eksiklik ya da muğlaklık var 12 Aralık 2015 akşamında Fransa Dış İşleri Bakanı Laurent Fabius açıklıyor; “Şimdi COP’u bu doküman içinde yer alan “Paris Anlaşması” başlıklı karar metnini kabul etmeye davet ediyorum. Salona bakıyorum. Görüyorum ki reaksiyonlar olumlu….
21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı sonucunda (COP 21) 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilen Paris Anlaşması’nın çevirisini, Türkiye’deki iklim değişikliği ve adalet tartışmalarında bir kaldıraç görevi görmesi umuduyla yayınlıyoruz. Anlaşmayı indirmek için tıklayın. Paris Anlaşması ve Ortak Değerlerin İnşası Sürecinde Hukuk Ilgın Özkaya Özlüer İnsanlığı topyekun ilgilendiren sorunlarla tüm uygarlığın sınanmasının tarihi çok…
Türkiye, OECD’nin ‘gelişmiş ülkeler’ kategorisinde olmasına rağmen ‘gelişmekte olan ülkeyiz’ tezine yaslanıyor ve ‘iklim kriziyle baş etmek için’ finansal destek bekliyor. Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP21) öncesinde Türkiye’yi temsilen Bakan İdris Güllüce, Kasım ayında Paris’te şöyle demişti: “Temel önceliğimiz olan 2 derece hedefine ulaşılması, azaltım istekliliğinin arttırılması ile sağlanabilir. Gelişmekte olan ülkelerin iklim ve sürdürülebilir…
İklim kriziyle mücadelede kötü şöhretli ‘karbon ticareti’, Paris Anlaşması sonrasında hacmi artarak devam edecek. Ülkeler ve şirketler kapsamlı azaltım tedbirleri almak yerine taahhütlerinin bir kısmını karbon kredileri ile karşılayıp, parayla kirletmeye devam edebilecek. Karbon Ticareti Nedir? Ana amacı insan kaynaklı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini engelleyebilmek adına uluslararası bir mücadele ortaya koymak olan Birleşmiş Milletler İklim…
Paris Anlaşması’nın, devletin yükümlülükler üstlenmesi açısından somut bir karşılığının olup olmayacağını ancak yerel mücadelelerin toplumsallaşan demokrasi ve adalet talepleri biçimlendirecektir. İklim Değişikliği, küresel bir sorun olduğu kadar yerel bir sorun. Dünya devletleri, bilim insanları ve ekoloji örgütlerini gerektiği gibi katmadıkları karar alma süreçlerinin sonucunda, küresel ortalama sıcaklık artışının 2 dereceyi aşmaması için farklı farklı senaryoları…
Paris Anlaşması ulusal katkıların 2020’den sonra 5 yılda bir düzenli güncelleneceğini iddia etse de, bilim insanları ve İklim Adaleti Hareketi sonucu temkinle karşılıyor. Paris iklim değişikliği zirvesi (COP21) 12 Aralık akşamüstü itibari ile sona erdi. Zirvenin en önemli resmi çıktısı hiç şüphesiz yeni iklim rejiminin çerçevesini belirleyecek “Paris Anlaşması” oldu. 2020 itibari ile geçerli olacak…
Paris iklim zirvesinde dün öğlen ortaya çıkan metni devletler “Paris Çıktıları” olarak adlandırıyor, yani metin taraflarca imzalansa bile hukuken bağlayıcılığı olup olmayacağı muğlak. Her halükarda tek çaremiz devletler arası müzakereler değil. İnsanoğlu, kendi yol açtığı (insan kaynaklı veya antropojenik de diyorlar kısaca buna) iklim değişikliği problemini çözebilmek için ulus devletlerin tarafı olduğu uluslararası bir zeminde…