21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı sonucunda (COP 21) 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilen Paris Anlaşması’nın çevirisini, Türkiye’deki iklim değişikliği ve adalet tartışmalarında bir kaldıraç görevi görmesi umuduyla yayınlıyoruz. Anlaşmayı indirmek için tıklayın. Paris Anlaşması ve Ortak Değerlerin İnşası Sürecinde Hukuk Ilgın Özkaya Özlüer İnsanlığı topyekun ilgilendiren sorunlarla tüm uygarlığın sınanmasının tarihi çok…
Türkiye, OECD’nin ‘gelişmiş ülkeler’ kategorisinde olmasına rağmen ‘gelişmekte olan ülkeyiz’ tezine yaslanıyor ve ‘iklim kriziyle baş etmek için’ finansal destek bekliyor. Birleşmiş Milletler İklim Konferansı (COP21) öncesinde Türkiye’yi temsilen Bakan İdris Güllüce, Kasım ayında Paris’te şöyle demişti: “Temel önceliğimiz olan 2 derece hedefine ulaşılması, azaltım istekliliğinin arttırılması ile sağlanabilir. Gelişmekte olan ülkelerin iklim ve sürdürülebilir…
İklim kriziyle mücadelede kötü şöhretli ‘karbon ticareti’, Paris Anlaşması sonrasında hacmi artarak devam edecek. Ülkeler ve şirketler kapsamlı azaltım tedbirleri almak yerine taahhütlerinin bir kısmını karbon kredileri ile karşılayıp, parayla kirletmeye devam edebilecek. Karbon Ticareti Nedir? Ana amacı insan kaynaklı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini engelleyebilmek adına uluslararası bir mücadele ortaya koymak olan Birleşmiş Milletler İklim…
Paris Anlaşması’nın, devletin yükümlülükler üstlenmesi açısından somut bir karşılığının olup olmayacağını ancak yerel mücadelelerin toplumsallaşan demokrasi ve adalet talepleri biçimlendirecektir. İklim Değişikliği, küresel bir sorun olduğu kadar yerel bir sorun. Dünya devletleri, bilim insanları ve ekoloji örgütlerini gerektiği gibi katmadıkları karar alma süreçlerinin sonucunda, küresel ortalama sıcaklık artışının 2 dereceyi aşmaması için farklı farklı senaryoları…
Paris Anlaşması ulusal katkıların 2020’den sonra 5 yılda bir düzenli güncelleneceğini iddia etse de, bilim insanları ve İklim Adaleti Hareketi sonucu temkinle karşılıyor. Paris iklim değişikliği zirvesi (COP21) 12 Aralık akşamüstü itibari ile sona erdi. Zirvenin en önemli resmi çıktısı hiç şüphesiz yeni iklim rejiminin çerçevesini belirleyecek “Paris Anlaşması” oldu. 2020 itibari ile geçerli olacak…
Paris iklim zirvesinde dün öğlen ortaya çıkan metni devletler “Paris Çıktıları” olarak adlandırıyor, yani metin taraflarca imzalansa bile hukuken bağlayıcılığı olup olmayacağı muğlak. Her halükarda tek çaremiz devletler arası müzakereler değil. İnsanoğlu, kendi yol açtığı (insan kaynaklı veya antropojenik de diyorlar kısaca buna) iklim değişikliği problemini çözebilmek için ulus devletlerin tarafı olduğu uluslararası bir zeminde…
İnsan kaynaklı iklim değişikliği ile küresel çapta mücadele edilebilmesi amacı ile Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 21. Taraflar Konferansı’na (COP 21) katılım sağlayan ve aşağıda imzası bulunan sivil toplum kuruluşları olarak Türkiye’nin daha cesur, tutarlı, bütünsel, bilim temelli, katılımcı ve iklim değişikliğiyle mücadelede kendi payına düşen sorumluluğu yerine getirmeyi hedefleyen bir…
Küresel sıcaklık artışlarını şimdiye kadar telaffuz edilen 2C derece yerine 1.5C derecede durdurma hedefi Paris’teki ülke delegasyonları tarafından genel geçer bir kabul gördü diyebiliriz. Ancak bu uzun vadeli dekarbonizasyon hedefleri için ülkelerin taahütte bulunacakları anlamına gelmiyor. Paris İklim Konferansı ikinci haftasına başlamışken, Le Bourget konferans merkezinin koridorlarında tartışılan, ortaya bir anlaşma çıkıp çıkmayacağı yerine anlaşmanın…
Karbon ticareti, iklim değişikliği ile mücadelede işe yaramadığı gibi zaten var olan eşitsizlik ve adaletsizlikleri yeniden üretiyor. Karbon ticareti dâhil tüm sahte çözümleri, sorumluluklardan kaçmak için kirletme hakkının satılmasını, satın alınabilmesini, karbondan farazi bir meta yaratılmasını reddediyoruz. Ana amacı insan kaynaklı iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini engelleyebilmek adına uluslararası bir mücadele ortaya koymak olan Birleşmiş Milletler…
Hopa’daki selden, Antalya’daki hortumdan, Ankara’daki kampüsten, Niğde’deki tepeden, İzmir’deki koydan, Bartın’daki ağaçtan, Adıyaman’daki ovadan ve İğneada’daki longozdan “Bozduğunuz bu mevsim, boğduğunuz bu kıyı, nefessiz bıraktığınız bu şehir bizim” demeye, iklim adaleti talep etmeye geliyoruz. “hey koca dünya nasıl avucumuzdasın nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin elbette kırlardan gelecekler kırlardan kırlardan…