*Hacettepe Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Ekoloji Ana Bilim Dalı, Doktora Öğrencisi
Habitat parçalanması; sürekli ve büyük bir doğal alanın, aralarına farklı habitat matrislerinin girerek bağlantısı azalmış veya birbirinden izole olmuş daha küçük alanlara dönüşmesidir. Bu dönüşümün sebepleri çoğunlukla yapılaşma ve tarım alanı oluşturma sebepli arazi kullanım değişiklikleri aracılığıyla insan kaynaklı iken; doğal rejimin dışında büyük yangınlar, depremler, yeni coğrafi bariyerlerin oluşumu gibi etkenlerle doğal da olabilmektedir ve çoğu durumda habitat parçalanmasını, habitat kaybı ya da yok olması takip eder.
Habitat parçalanmasının biyoçeşitlilik üzerine etkisi oldukça uzun zamandır, her yönüyle araştırılmaktadır. Örneğin, Ratchke ve Jules (1993) doğal bozulmanın en görünür hali olduğu ve karasal biyoçeşitliliğin en büyük tehdidi olduğu söylenmekte; Fischer ve Lindenmayer (2007) arazi kullanım değişikliğiyle birlikte habitat parçalanmasının küresel biyoçeşitliliğin azalmasındaki en büyük etken olduğunu işaret etmekte ve Willcox (1985), düşük popülasyon (nüfus büyüklüğü) yoğunlukları nedeniyle, kuşlar ve memelilerin izole habitat parçalarından kaybolacak taksonlar arasında olduğunu vurgulamaktadır. Tanımlı birkaç mekanizma; küçük ve izole habitatlarda, özellikle bitkilerin kendileşme baskısı sebebiyle genetik çeşitliliğinin azalacağını; bu azalmanın da türleri iklim krizi, istilacı türler, hastalıklar gibi olumsuz etmenlere daha hassas kılacağını belirtmektedir. Bu örneği somutlaştırmak gerekirse, akraba evliliği örneğini verebiliriz. Sürekli birbirine genetik olarak yakın olan bireylerin üremesi sonucu genetik çeşitlilik azalma eğilimi gösterecektir.
Modern doğa koruma yaklaşımlarından biri; parçalanmış habitatların sürekliliğini geri kazandırmak amacıyla, izole habitat parçaları arasında hareketi ve gen akışını sağlayacak ekolojik koridorlar, orman koridorları ya da yaban hayatı koridorları oluşturmaktır. En yaygın uygulaması; iki veya daha fazla habitat parçası arasına, koruma hedefindeki türlerin ihtiyacına yönelik genişlikte ve habitatın niteliğine uygun türlerle ağaç ekimi yapmaktır. Fakat, ekolojik koridorların habitat parçalarının sağlığını bir miktar iyileştireceğini göz önünde bulundurmak ile birlikte, ekosistem fonksiyonlarının parçalanma öncesi bütünlüğe eşdeğer düzeye ulaşabileceğini öngörmenin hem yöntemsel hem de bilimsel olarak pek gerçekçi olmayacağını düşünüyorum.
Ekolojik koridorların uygulanabilirliği ve koruma başarısı; habitat parçalarının büyüklüğü, birbirine uzaklığı, parçalar arasına girmiş alanların yapılaşma derecesi, hedef türün veya türlerin neslinin arz ettiği tükenme tehlikesi seviyesi, barındırdığı biyoçeşitlilik gibi birçok faktöre bağlıdır. Parçalar küçüldükçe ve birbirinden uzaklaştıkça hasar şiddeti artar ve birleştirmenin mümkün olmadığı bir noktaya gelinir.
Kocaeli’nin Karadeniz kıyılarından başlayarak (Akçakoca ve Karasu) Istranca Dağlarına kadar uzanan coğrafi bölgede ormanların devamlılığını sağlamak, habitat parçalanmasının ve kaybının önüne geçmek, içinde bulunduğumuz iklim ve doğa krizi çağında atılması gereken en elzem adımdır. Fakat belirttiğim bu bölge, zaten günümüzde yapılaşma ve sanayileşme kaynaklı oldukça keskin habitat parçalanmasına maruz kalmış durumdadır. 3. Havalimanı, 3. Köprü gibi projeler bu parçalanmaları yalnızca daha da şiddetli hale getirirken, tekil bir inşa olarak düşünmenin imkansız olduğu Kanal İstanbul Projesi ile, geri dönüşü olmayan habitat kayıplarının oluşacağı aşikardır.
Bir coğrafi bölgenin en büyük zenginliğinin barındırdığı sanayi kaynaklı ekonomik hareketlilik değil, ev sahipliği yaptığı biyoçeşitlilik olduğunu düşünüyorum. Bölgenin habitat parçalanması henüz onarabilecek durumun son sınırlarına kadar gelmişken, Mega Proje tasarısının tüm Kuzey Ormanlarını gerek ekolojik koridor yöntemiyle gerek yeni alternatif yöntemlerle birleştirip iklim ve doğa dostu bir hat oluşturmak olduğuna inanıyorum.
KAYNAKLAR
Andrén, Henrik. 1994. “Effects of Habitat Fragmentation on Birds and Mammals in Landscapes with Different Proportions of Suitable Habitat: A Review.” Oikos 71(3): 355–66.
Faaborg, J., Margaret Brittingham-Brant, T. Donovan, and J. Blake. 1999. “Habitat Fragmentation in the Temperate Zone.”.
Fahrig, Lenore. 2003. “Effects of Habitat Fragmentation on Biodiversity.” Annual Review of Ecology, Evolution, and Systematics 34(1): 487–515.
Fischer, Joern, and David B. Lindenmayer. 2007. “Landscape Modification and Habitat Fragmentation: A Synthesis.” Global Ecology and Biogeography 16(3): 265–80.
Rathcke, Beverly J., and Erik S. Jules. 1993. “Habitat Fragmentation and Plant–Pollinator Interactions.” Current Science 65(3): 273–77.
Wilcox, Bruce A., and Dennis D. Murphy. 1985. “Conservation Strategy: The Effects of Fragmentation on Extinction.” The American Naturalist 125(6): 879–87.
Young, Andrew, Tim Boyle, and Tony Brown. 1996. “The Population Genetic Consequences of Habitat Fragmentation for Plants.” Trends in Ecology & Evolution 11(10): 413–18.