• özlem ışıl
  • Yorum yapılmamış

ClientEarth’den BP’ye ‘greenwashing’ Şikayeti- Nilsun Gürsoy

Fosil yakıt şirketleri ve devletler iklim değişikliği karşısında yetersiz kalacak önlemleri müzakere etmeye devam ederken sivil toplum ve iklim aktivistleri de gezegeni kurtarmak için yeni hukuki yollar deneyerek şirketleri ve devletleri sorumluluk üstlenmeye zorluyor.

Çevre avukatlarından oluşan ClientEarth benzer bir amaçla 4 Aralık’ta petrol devi BP’ye karşı İktisadi İşbirliği ve Geliştirme Teşkilatı (OECD) Çok Uluslu Şirketler Rehberi’ne[1] (OECD Rehberi) dayanarak bir şikâyet başvurusu yaptığını açıkladı[2]. ClientEarth başvurusunda, BP’nin düşük karbonlu enerji yatırımlarına geçiş yaptığını ve iklim değişikliğine karşı çözümler ürettiğini vurgulayan yeni reklam kampanyasının tüketicileri yanıltıcı nitelikte olduğunu ve bunun da OECD Rehberi’ne aykırılık teşkil ettiğini iddia ediyor.

ClientEarth bu başvuruyla eş zamanlı olarak, tütün ürünlerinde olduğu gibi gezegene ve insanlara olan zararların açıkça belirtildiği bir uyarı ile birlikte verilmedikleri takdirde fosil yakıt reklamlarının yasaklanmasını talep eden bir kampanya da başlattı.

BP, Ocak 2019 itibariyle İngiltere, Amerika ve Almanya’da yazılı ve görsel basında, şirketin karbon ayak izini düşürmeye yönelik adımlarına odaklanan, son on yılda yaptığı en büyük reklam kampanyasını başlatmıştı[3]. ClientEarth’ün başvurusunda yer alan bilgilere göre, reklam kampanyası şirketin sürdürülebilir ve yeşil enerjiye büyük yatırımlar yaptığı yönünde tüketicide yanlış bir algı oluştururken şirketin yıllık yatırımlarının %96’sı hala petrol ve doğal gaz yatırımlarından oluşuyor. Bunun yanı sıra ClientEarth, şirketin doğal gazın temiz bir enerji kaynağı olduğu, yalnızca yenilenebilir enerjiyi desteklemek üzere kullanıldığı ve önümüzdeki yıllarda dünyanın enerji ihtiyacının artmasıyla birlikte insanlığın gelişmesinde önemli bir rol oynayacağına yönelik beyanlarının doğruluğunu da sorguluyor.

OECD Rehberi, çok uluslu şirketlerin halkı doğru bilgilendirmesi ve kamuyu aydınlatması konusunda çeşitli hükümleri içeriyor. Buna karşın ClientEarth BP’nin, OECD Rehberi’nin kamuoyunun bilgilendirilmesi, çevresel bilincin geliştirilmesi ve tüketicinin bilinçlendirilmesine dair hükümlerini ihlal ettiğini savunuyor. Başvurudaki talepleri ise BP’nin reklam kampanyasını OECD Rehberi ile uyumlu hale getirmediği takdirde kampanyaya son vermesi ve konuyla ilgili bir düzeltme metni yayınlaması.

Üye devletlerin, OECD Rehberi’nin uygulanmasına ilişkin ortaya çıkabilecek ihlal başvurularını incelemek üzere Ulusal Temas Noktası (National Contact Point – NCP) oluşturma yükümlülüğü bulunuyor. Buna uygun olarak, İngiltere menşeili bir şirket olan BP’nin OECD Rehberi’ni ihlal ettiğine yönelik şikâyet başvurusu Birleşik Krallık Ulusal Temas Noktası tarafından incelenecek.

Ancak, Ulusal Temas Noktaları birer yargı organı olmadığından bağlayıcı karar verme yetkisine sahip değil. Ulusal Temas Noktaları yalnızca taraflarla görüşüp onlara uzlaşmanın sağlanması için destek vererek uyuşmazlığın iki tarafın ortak iradesiyle çözümlenmesine aracılık ediyor[4]. Bu sürecin sonunda tarafların uzlaşmaya varıp varamamasına bağlı olarak süreci ve kendi değerlendirmesini ortaya koyan bir raporu veya açıklamayı kamuyla paylaşıyor. Bu kapsamda Birleşik Krallık Ulusal Temas Noktası da öncelikle bir ön değerlendirme yaparak konunun daha detaylı bir inceleme gerektirip gerektirmediğine karar verdikten sonra tarafları uzlaşma görüşmeleri için bir araya getirecek; uzlaşmaya varılamaması durumunda ise bir inceleme yaparak vardığı sonucu hazırlayacağı açıklama metniyle (final statement) kamuyla paylaşacak. Birleşik Krallık Ulusal Temas Noktası yapılan başvuruları 1 yıllık bir sürede sonuçlandıracağını taahhüt ediyor; ancak daha önce 1 yıldan daha uzun sürede sonuçlandırdığı başvurular da bulunuyor.

ClientEarth’ün BP’ye karşı yaptığı başvuru OECD Rehberi’ni kullanarak bir fosil yakıt şirketine karşı ‘greenwashing’ iddiasıyla açılan ilk başvuru olma özelliğini taşıyor. Bu başvuru ile ClientEarth, BP ve diğer fosil yakıt şirketlerinin, kamuyu yanıltıcı nitelikteki reklam kampanyalarını tekrar gözden geçirmelerini sağlamayı ve kamunun fosil yakıt şirketlerinden iklim üzerindeki gerçek etkilerini kendileriyle paylaşmalarını talep ettikleri konusunda güçlü bir mesaj vermeyi hedefliyor.

ClientEarth’ün yaptığı başvuru ve yürüttüğü kampanya ile ilgili daha detaylı bilgiye bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://drive.google.com/drive/folders/1PWeT0AyMgwnHjM-2jZFBYt9ky65mwm3J


[1]OECD Çok Uluslu Şirketler Rehberi <https://tuys.sanayi.gov.tr/Handlers/DokumanGetHandler.ashx?dokumanId=c6fe9c15-d28b-4b74-8b16-db559f84c8d2> 18 Aralık 2019 tarihinde erişildi.

[2]ClientEarth, Lawyers take action against BP’s climate “greenwashing” advertising campaign (4 Aralık 2019) <https://www.clientearth.org/press/lawyers-take-action-against-bps-climate-greenwashing-advertising-campaign/> 18 Aralık 2019 tarihinde erişildi.

[3]Campaign US, BP launches biggest global campaign in a decade (21 January 2019) <https://www.campaignlive.com/article/bp-launches-biggest-global-campaign-decade/1523391> 18 Aralık 2019 tarihinde erişildi.

[4]Daha fazla bilgi için bakınız: OECD Guidelines for Multinational Enterprises, Frequently Asked Questions (2017) <https://mneguidelines.oecd.org/OECD-Guidelines-for-MNEs-NCP-FAQ.pdf> 18 Aralık 2019 tarihinde erişildi.

Yazar özlem ışıl