Bu yayın, geçtiğimiz Haziran ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na gelen, Çevre İçin Küresel Antlaşma’yı, Susan Biniaz’ın Kolombiya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yayımladığı “Çevre İçin Küresel Antlaşma” Teklifi Hakkında Sorulacak 10 Soru” makalesini, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen “Çevre İçin Küresel Antlaşmaya Doğru” kararını ve Fevzi Özlüer’in “ Çevre İçin Küresel Antlaşma ! Ama Nasıl?” yazısını barındırmaktadır.
Bu antlaşma süreci, küresel düzeyde çevre hukukunun ve belki de daha genel olarak küresel hukukun işlemez hale geldiğinin kabulü üzerinde şekillendi. Fransız hukukçular tarafından önce Fransa’da sonra da Avrupa’da gündeme getirilen yeni bir küresel antlaşma gereği, Habitat 3, Paris Antlaşması sürecinin de bir yanıyla devamı olarak görülebilir. 7 Mayıs 2018 günü 143 ülke tarafından da “Çevre İçin Küresel Antlaşmaya Doğru” kararı kabul edildi. Türkiye, Amerika, Rusya, Suriye, Filipinler ise bu antlaşmanın yapılması gereğine karşı oy kullandı. Küresel çevre sorunlarıyla, yerel çevre sorunlarının özellikle kirlilik, iklim değişikliği, kimyasal atıklar, kentleşme, biyolojik çeşitlilik temelinde neredeyse iç içe geçtiği bir tarihsel dönemde ortak bir hukuki düzene acil ihtiyaçlar da artıyor. Bu metinleri Türkiye gündemine getirirken, küresel düzeyde hukuk düzeninin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek istiyoruz. Bu yayının amacı, Küresel Antlaşma metninin Türkiye açısından olmazsa olmaz bir metin olduğunu ortaya koymak değildir. Bu yayının amacı: Küresel çevre sorunlarına karşı küresel hukuki düzenin tıkandığını ve hatta krize girdiğini göstermek, bu konuda yeni arayışları canlı tutmaktır. Daha önemlisi de bu küresel hukuk normlarının işlevsizleştirilmesinden bir çıkışın olup olmadığını tartışmaktır.
Ekoloji Kolektifi Derneği olarak uzun yıllardır, pek çok hak temelli çevre metnini Türkçe’ye kazandırdık. Daha önce çevirisini yayınladığımız, Halkların Anlaşması, Paris Anlaşması, Ekososyalist Bildirge, Bolivya ve Ekvador Anayasaları çevirilerinde olduğu gibi dünya ölçeğinde kent, iklim, çevre, doğa koruma konusunda kamusal bir sorumlulukla yürütülen tartışmaları, politik metinleri, yasal düzenlemeleri Türkiye’nin ve Türkiye’deki kamu politikası yapıcılarının gündemine taşımak ve doğru bir kamu politikasının gelişmesine katkı koymak ve ekoloji bilgisinin toplumsal bir temel kazanmasını sağlamak amacındayız.
Kamu politikası alanında, çevre ve kenti korumaya yönelik yurttaş hareketleri ve kent – çevre koruma ödevinin yükümlülük sahibi devlet organları bulunmaktadır. Çevre koruma sürecinde, ortak iyiyi ve doğru bilgiyi harekete geçirmek için etkin bir yurttaşlık bilinci, ekolojik hakların kullanılması açısından bu çevirilerin önemli olduğunu düşünüyor, bu niyet ve temenniyle iyi okumalar diliyoruz.
Ekoloji Kolektifi