Ekoloji Kolektifi Derneği tarafından Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde kurulu ya da kurulması planlanmış termik santrallerin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerine ilişkin 56 adet farklı santral projesi hakkında, 21 Ekim 2015 tarihinde bilgi edinme başvurusu yapılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 56 adet bilgi edinme başvurusuna 10 Kasım 2015 tarihli ve 17181 sayılı yazısıyla yanıt vermiştir.
Yapılan bilgi edinme başvurularında;
• Yürütülen ya da yürütülmüş ÇED süreci,
• Varsa ÇED başvurusunun ne zaman yapıldığı,
• Uygulanan ÇED yönetmeliği,
• Halkın Katılımı Toplantısının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa hangi tarihte yapıldığı,
• İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) ve Halkın Katılımı Toplantılarına ilişkin tutanaklar,
• Emisyon raporları,
• İlgili projenin kurulması planlanan il genelindeki emisyon oranları
gibi bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yanıtında, 56 başvurumuzu ayrı başlıklar olarak değerlendirmemiştir. Yanıtta bazı santral projelerinin 1993 ÇED Yönetmeliğinden önce işletmeye alınmış olduğu, bazılarının ÇED başvurularının kabul edilmediği, bazılarının ÇED süreçlerinin tekemmül etmediği ifade edilmiştir. Henüz faaliyete geçmeyen işletmelere dair emisyon dosyaları olmayacağı belirtilerek il bazlı emisyon oranlarına ilişkin sorumuz ise cevapsız bırakılmıştır. ÇED Başvuru Dosyaları ve nihai ÇED raporlarına ilgili il müdürlüklerinin internet sayfalarından ulaşabileceğimiz belirtilmiş ve İDK toplantı tutanakları talebimiz ise “tekemmül etmemiş bilgi” olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda yanıtta, idarenin tek bir cevap metni hazırlamasının uygun görüldüğü, böyle bir hakkı olduğu ifade edilerek tarafımızca bilgi edinme hakkının suistimal edildiği ifade edilmiştir.
Görsel 1: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, yaptığımız bilgi edinme başvurusuna yanıtından.
Ekoloji Kolektifi Derneği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 56 başvuruya verdiği bu yanıtı yargıya taşıdı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı her ne kadar tek yanıt verme hakkı bulunduğunu ifade etme gereksinimi duymuşsa da idarenin yanıtını dava konusu etme sebebimiz tek yanıt verilmiş olması değil, verilen yanıtın 56 adet başvurumuzu karşılayacak gerekçeden, belirlilikten ve yeterlilikten uzak olmasıdır. Davalı idare hangi başvurumuzun kaç numaralı sorusunun hangi hukuki gerekçeyle reddedildiğini veya hangi yanıtın verildiğini açıklamalıydı. “Bazı santraller” ifadeleri ya da emisyon oranları talebine “ilişkin işletmeye geçmemiş santrallerin emisyon dosyalarının olmayacağının” söylenmesi, hangi santrallerin izin hangi santrallerin işletme aşamasında olduğunun belirtilmemesi başlı başına bilgi edinme hakkının, şeffaflığın ihlaldir. Yine İDK tutanakları, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararları ve mahkeme içtihatlarıyla bilgi edinme hakkı kapsamı içinde sayılmasına rağmen “tekemmül etmemiş bilgi” olduğu gerekçesiyle bilgi edinme hakkı dışında bırakılmış, İDK tutanakları tarafımıza yollanmamıştır. ÇED süreçlerine dair bilgilerin il çevre ve şehircilik müdürlüklerinin internet sayfalarından öğrenilebileceği iddia edilmesine rağmen, 1 aylık süre içerisinde ilanlar ve duyuruların internet sitelerinden kaldırılması ya da internet sitelerinin etkin kullanımından önce yürütülen ÇED süreçlerine dair bilgi sağlanmaması da açıkça hukuka aykırıdır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 56 başvurunun “suistimal olduğunu” iddia etse de, bu başvurulara “usul ekonomisi” gerekçesiyle verilen tek yanıtın 56 adet başvuruyu kapsayacak nitelikte olmaması, görevi kötüye kullanmak anlamına gelecektir.
12 Ocak 2016’da Ekoloji Kolektifi Derneği tarafından ilgili işlemin iptali için açılan dava, Ankara 18. İdare Mahkemesinde E 2016/150 numaralı dosya kapsamında görülmüştür. Yürütmeyi durdurma talebimiz ve itirazımız reddedilmiş, 23 Mart 2017 tarih ve 2016/150 2017/809 K numaralı kararda,
“(…)dava konusu edilen işlemin, davacının Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında sorduğu sorulara verilen cevap niteliğinde olduğu, davacının hukukunu olumsuz anlamda etkileyen ve idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliği taşımadığı sonucuna varıldığından davanın esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.“
denilerek dava reddedilmiştir.
Mahkeme bu karar ile Bilgi Edinme Hakkı Kanununca tanınan dava yolunu yok saymış ve bilgi edinme yanıtını kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olarak saymamıştır. Bilgi edinme talebine idare tarafından verilen yanıt icrai ve kesin yürütülebilir işlem niteliği taşımaktadır. Bilgi edinme yanıtına veya zımni redde ilişkin işlemlere karşı dava açılabileceği, Bilgi Edinme Hakkı Kanununda tanımlanmıştır. Bu sebeple verilen karar yargı içtihatlarına ve Bilgi Edinme Hakkı Kanuna aykırıdır.
Ekoloji Kolektifi Derneği bu karara karşı 15 Mayıs 2017’de istinaf yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. Dairesi 03 Ekim 2017 tarih 2017/737 E 2017/860 K numaralı kararında;
“Davacı derneğin istediği bilgilerin 4982 sayılı Yasa kapsamında paylaşıma konu bilgi belge olup olmadığının davanın esasının incelenmesi ile ortaya konulabileceği, davalı idarece verilen cevabın istenilen bilgilerin verilmemesi sonucunu doğurduğu etkili kesin yürütülebilir bir idari işlem olduğu sonucuna varılmıştır.”
denilerek istinaf başvurusu kabul edilmiş ve esastan incelenmesi için mahkemeye geri gönderilmiştir.
Ankara 18. İdare Mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda verdiği 21 Kasım 2017 tarih ve 2017/3152 E 2017/3150 K numaralı kararında;
“Bu durumda 2872 sayılı Yasa’nın 30. maddesi uyarınca herkesin 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahip olduğu, davacı Dernek tarafından 56 dilekçe ile yapılan bilgi edinme başvurularına, davalı idarece bazı projelerin ÇED yönetmeliğinden önce işletmeye alındığı bazı projelerin ÇED başvurusunun kabul edilmediği bazı projelerin ÇED sürecinin devam etmekte olduğu gibi genellenerek cevap verildiği, bu şekilde verilen cevabın 4982 sayılı Kanundaki düzenlemelerle uyumlu olmadığı, öte yandan 56 adet başvuruya tek bir cevap verilmesiyle talep edilen hususların hangilerine cevap verilip verilmediği bilgi edinme başvurularındaki hangi hususların bilgi edinme hakkının istisnalarına girip girmediği ve bu nedenle cevap verilmediği anlaşılmadığından dava konusu işlemde hukuk uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
diyerek işlemin iptaline karar vermiştir.
Bilgi Edinme Hakkının tesisi için önemli olan ve şeffaflığı sağlayan bu kararla birlikte, 56 adet başvurumuz Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yeniden değerlendirilip idare tarafından yeniden yanıtlanacaktır. Bu davalar iklim adaleti mücadelesinin en önemli ayaklarından biri olup, idareye uyması gereken yükümlülüklerin hatırlatılması, içtihat birliği oluşması ve Çevre Hukukunun da bu eksende gelişmesi açısından göz ardı edilemez öneme sahiptir.
Görsel 2: Ankara 18. İdare Mahkemesinin kararından.