Ancak birikime dayalı büyüme politikaları bu uyarıları dikkate alma kabiliyetinden de son derece uzaklaşmış durumda. Tüm dünya ölçeğinde kaynakların yeniden paylaşımında şiddet düzeyi yükselmişken, iklim değişikliği konusunda hukuki süreçlerin izlenmesinin pratik bir karşılığının olmadığı söylenebilir. Ancak bir yandan hukuki dönüşümlerin izlediği yolun diğer yandan da bu dönüşümlerle birlikte ortaya çıkan yeni toplumsal ve ekonomik düzenin izlenmesi önümüzdeki sorun yumaklarının anlaşılması açısından elzem görünüyor. Hatta bu dönüşüm gerektiği gibi anlaşılmadan sorunlara çözüm bulacak gerçekçi yaklaşımların da gelişmesinin olanaklı olmadığını düşünüyoruz.