Kaynağı bilinmeyen kömür üzerine methiyeler düzen ÇED raporlarının güvenirliğini tartışma konusu haline getirmeliyiz.
Rusya krizi nedeniyle Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi inşaatının durdurulduğu iddiası Aralık ayında kamuoyunda büyük sevinçle karşılanmıştı. Ancak Reuters’ın isimsiz bir kaynağa dayandırdığı bu haber önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Akkuyu NGS A.Ş. yetkilileri tarafından, ardından da Başbakan Davutoğlu ve Rusya devlet başkanı Putin tarafından hızlıca yalanlandı.
Rusya krizi ve Türkiye’nin enerji politikalarına dair bir sonraki haber, nükleerin yanına termik santralleri de ekleyerek geldi. Özlem Güvemli 9 Aralık 2015 tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki haberinde, Rusya krizinin “Çanakkale Biga’nın da kurtuluşu olabileceğinden” söz ediyordu. Haberde, bölgede kurulmak istenen termik santral projelerinde, kömürün Rusya’dan ithal edilecek olmasından yola çıkılarak; Rusya’nın nükleer santral inşaatını durdurma, doğal gaz boru hatlarını kapatma gibi ambargo uygulamalarının bir benzerini termik santraller üzerinden yapacağı tahminleri yürütülüyor.
Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) 2015 Mayıs’ta yayınladığı sektör raporuna göre, Türkiye’nin kömür ithalatı 2004-2014 arasındaki on yılda yaklaşık yüzde 80 arttı. TKİ’ye göre bu artışın en önemli nedeni, ithal kömürün elektrik üretimi amaçlı kullanımı. Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre 2013 sonu itibariyle kömürlü termik santrallerin kurulu gücünün yaklaşık üçte biri ithal kömüre dayalıydı. Henüz izin sürecinde olan termik santrallerin çoğunun ithal kömür kullanacağı da ortada. Bakanlık, ithalatın önümüzdeki yıllarda da artarak süreceğini ve kömür ithalat faturasının doğal gaz faturasına yakın düzeylere yükselebileceğini belirtiliyor.
TKİ’nin 2015 raporuna göre termik santrallerde yakılan ithal kömürün yaklaşık üçte biri Rusya’dan sağlanıyor. Ancak Rusya, Türkiye’nin en çok kömür ithal ettiği ülkeler sıralamasında birinciliği ilk kez 2014’te Kolombiya’ya kaptırmış; o sene ithal kömürün yüzde 33’ü Kolombiya’dan, yüzde 29’u da Rusya’dan alınmış. Bu iki ülkenin ardından ise ABD (%15), Güney Afrika (%13), Ukrayna (%4), Avusturalya (%2) ve Kanada (%2) geliyor.
Peki, ithal kömüre dayalı termik santral projeleri için hazırlanan ÇED raporları bu konuda ne diyor?
“Biga Termik Santrali” isimli projenin 28 Eylül’de yayımlanan Nihai ÇED raporunda, “Kömürün temin edileceği ülkeler ve bölgelerin Rusya başta olmak üzere, Kolombiya/Güney Amerika, Güney Afrika, vb. olması öngörülmektedir” ifadelerine yer verilmiş. Özlem Güvemli’nin haberinde santralin onay aldığı belirtilse de bu santrale dair ÇED olumlu ya da ÇED olumsuz kararı henüz ilan edilmedi.
Karabiga’da inşaatı devam eden CENAL termik santraliyle ilgili nihai ÇED raporunda da benzer bir ifadeyle “Tesis için ithal edilmesi düşünülen kömürün temin edilebileceği başlıca bölgeler; Rusya başta olmak üzere Güney Amerika, Endonezya ve Güney Afrika vs. ülkeleridir” deniliyor.
Her iki ÇED raporunda da; hammadde sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin kaygı, “başta Rusya olmak üzere” ifadesi ile başlayan “vb., vs.” ifadesi ile biten şablon cümleler ile giderilmeye çalışılmış. Bu şablon, mahkemelerin ÇED davalarındaki genel tavrı üzerine, ithal kömüre dayalı termik santrallerin ÇED raporlarında hammadde sorununu aşmak için geliştirilmiş bir savunma biçimi.
Mahkemeler de ÇED raporunda ilgili konu hakkında kelam edilip edilmediği, ilgili mevzuat hükümlerine uyulacağının taahhüt edilip edilmediği hususlarını temel inceleme yöntemi ve yeterlilik nedeni olarak görüyor. “Hayır, ilgili mevzuata uymayacağız” sözlerinin sarf edildiği bir ÇED raporuna da hiç rastlamadım ama neyse!
Kömürün kaynağına ilişkin sorunun, sonu “vb.” ile biten cümlelerle çözüldüğü ÇED raporları neden problemli? Çünkü bu raporlarda, nereden geleceği asla belirtilmeyen kömüre ilişkin yapılan analizlerle tesisin ne kadar kirlilik yaratacağı, atıkların hangi atık sınıfına girdiği hususları belirleniyor, emisyon ölçümleri ve kümülatif etki değerlendirmeleri yapılıyor.
Duruşmalarda, keşiflerde “Kömürün hangi ülkedeki hangi ocaktan alınacağı belli değilken; ÇED raporu ekinde sunduğunuz kül analizlerini hangi veri ya da numuneler üzerinden yaptıyorsunuz” gibi sorular yönelttiğimiz şirket yetkilileri ya da avukatlarından; “Serbest piyasa koşullarında şimdiden niye kendimizi bağlayalım, vakti gelince belki daha uygun şartlarda anlaşmalar yapabiliriz” yanıtını alıyoruz.
ÇED raporlarındaki; sonu “vb.” yani “ve benzeri” ifadesi ile biten cümlenin lafzına bakarsak, kömürü Rusya dışındaki bir ülkeden, hatta raporda ismi sayılamayan bir ülkeden ithal edebilmek de mümkün. Bu ÇED raporlarında; kömürün hangi işletmeye ait hangi kömür ocağından geleceğinden asla söz edilmiyor, bir ön sözleşme dahi konulmuyor.
İstisnalar yok değil. DOSAB Termik Santrali projesi ÇED raporu ekinde bir ön sözleşme sunuldu – ancak sözleşmenin diğer tarafı olan Polat Madencilik isimli firmanın, raporda kömürün getirileceği yer olduğu söylenen Güney Marmara Bölgesi’nde herhangi bir maden ocağı yok. Yani kömürün nereden geleceği yine belirsiz…
Velev ki, Rusya’dan kömür almak imkansız hale geldi. Rusya dışındaki ülkelerden kömürün ithal edilmesi durumunda gerçekleşmesi muhtemel maliyet artışları, şirketleri bu yatırımlardan vazgeçirir mi? Bilmiyorum.
Ancak, şöyle bir durum var ki; sonunda “vb.” ifadesi bulunan bir cümleden, kömürün sağlanacağı tek ülkenin Rusya olmadığı anlamı alenen ortaya çıkıyor. Rapordaki bu ifade ile, Rusya’da dışındaki ülkelerden, hatta Türkiye’deki herhangi bir maden ocağından kömür getirebilmesi de hukuken mümkün. Yani Rusya, Biga’daki termik santral yatırımlarının geleceği açısından olmazsa olmaz bir değer taşımıyor.
Devletler arası krizden pay medet uman anlayışa, büyüklerimden sıkça duyduğum “Yarın onlar yine iyi olur, sen kötü olursun” önerisiyle seslenme isteğimi içimde tutmak istiyorum.
Burada görülmesi gereken, ÇED raporlarının, bu belirsiz veriler üzerinden inşa edilmesidir. “ÇED raporları kopyala-yapıştır tekniğiyle hazırlanıyor” cümlesinin bir adım ilerisine geçerek, kaynağı belirsiz kömür üzerine methiyeler düzen, tozunu ve külünü anlatan raporlarının güvenirliğini tartışma konusu haline getirmeliyiz.
Açılış Fotoğrafı: CENAL termik santralinde 2014’ten inşaat manzaraları.
Kaynak: kozainsaat.com.tr