• cuerdem
  • Yorum yapılmamış

Evimizin Karşısında Asbestli Bina

Ankara’daki tarihi Havagazı Fabrikasının yıkılması sırasında havaya yayılan asbest nedeniyle, neredeyse tüm şehir tedirgin olmuştu. Fabrikanın bulunduğu bölgeden geçen insanların kullandıkları gaz maskesini, bu tedirginliğe bir delil sayabiliriz.

Yaşadığımız kentte “asbest” tehlikesi vardı ve bizler sınıfta kalmıştık.

Nisan ayı başında taşındığımız mekanın, hemen arkasında bulunan bir bina kentsel dönüşüm uygulamaları kapsamında tahliye edilmiş, yıkım aşamasındaydı. Yıkım denince ne gelir akla; öncelikle gürültü, sonrası toz duman.

O oluşacak gürültüden ve tozdan kaygı duyarken; binanın çatı yıkılmaya başlamış, dairelerin kapı-penceresi sökülmüş, bina yıkılmaya hazır hale gelmişti. Gürültü ve tozundan çekindiğimiz binanın yıkımına başlanmasıyla genizlerimizde yarattığı yanma hissi ile binanın asbestli olduğundan şüphelenmeye başladık.  Tarihi havagazı fabrikasının yıkım süreci geldi aklımıza. Asbest dersini, alttan alıyorduk. Bu mesele, yaşadığımız kentlerin can alıcı nedenlerinden biri olma yolunda emin adımlar ile ilerliyordu. Ne yapmalıydık ?

Ne İstiyorduk?

Bina asbestli ise yıkım çalışmalarının, gerekli güvenlik önlemleri alınarak yapılmasını sağlamak istiyorduk. Önce bunu öğrenmeliydik !

Apartman yöneticisini arayarak, durumu ilk önce ona aktarmak istedim. Söz konusu binanın asbestli olduğuna dair elimizde kesin delil olması gerektiğini belirten yöneticimiz, civardaki baz istasyonlarına ilişkin yürütülmüş mücadeleye atıfta bulunarak, yapabileceklerimizin sınırlı olacağını ve karşılıksız kalacağını vurguladı.

Asbestle ilgili yasa-yönetmelik gibi düzenlemeler için, mevzuat.gov.tr internet sitesinde araştırma yaptım ve “Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik” ile  “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne eriştim.  Bu yönetmeliklerden, asbestli bir iş yeri çalıştıran kişilerin sorumluluklarını, bu iş yeri çalıştırmadan önce alması gereken önlemleri, hangi kurumlara başvurarak izin alması gerektiğini öğrendim ve bu bilgilere göre örnek bilgi edinme ve başvuru dilekçeleri oluşturduk. BİMER’e, Ankara Büyükşehir Belediye’sine, Çankaya Belediyesi’ne, Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Ankara Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne başvurular yaptık. Çankaya Belediyesi Zabıta Birimlerine telefonla ihbarda bulunduk. Binanın yıkım izni alınmadığı gerekçesiyle yıkım işlerinin durdurulduğu yanıtını aldık.

Binanın yıkımı durduruldu ancak, bu sefer de yıkımı yarım kalan binanın yarattığı tehlike ile karşı karşıya kaldık. Bu süreçte görüştüğümüz Çankaya Belediyesi görevlileri, kendilerinin asbest ölçme yeterliliğine sahip olmadıklarını, yıkım izni başvurusu kapsamında inşaat firması tarafından sunulan raporlar üzerinden binanın asbestli olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapabildiklerini söyledi. Bu cevaptan bir kaç gün sonra, bina apar topar yıkıldı. Asbest var mıydı ? Belediye ölçemedi.

Asbestten Şüphelenirsem Ne Yapmalıyım ?

Asbest tehlikesi ile karşı karşıya kalındığında, ilk sorun ilgili bulma meselesi üzerinde yoğunlaşıyor.  Mevzuatta ismi geçen tüm idareler, yapılan başvuruları birbirlerine göndererek, ilgili sorunun çözülmesi konusunda talepte bulundular. Yukarıda özetlediğim olayda, Ankara’da Çankaya Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir binanın yıkımı sırasında, asbestten kaynaklı tehlikenin giderilmesi için yürütülmeye çalışılan hukuksal girişimler, ilgili idarenin ilgisizliği nedeniyle bir fiyaskoya dönüştü.

Peki asbestli olduğundan şüphelendiğimiz bir bina ile karşı karşıya kalırsak ne yapmalıyız diye sorulacak olursa; ilk önce, hızlı bir şekilde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yaşıyorsanız ilgili merkez ilçe belediyesinin, büyükşehir belediye sınırlarında yaşamıyorsanız yaşadığınız ilin ya da ilçenin belediye başkanlığına bağlı zabıta ekiplerini arayarak, yıkım aşamasında olan binayı ihbar edebilirsiniz. Ayrıca, ilgili belediyelerin resmi internet siteleri, e-posta, sosyal medya hesapları üzerinden şikayet talebinizi bildirebilirsiniz.

Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) şikayette bulunabilirsiniz. Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’ne başvuru yaparak, yıkım yapan şirketin yıkımla ilgili risk değerlendirmesi raporu sunup sunmadığını, asbest içerebilecek malzeme ve yerlerini belirlemek için inceleme yapılarak gerekli tedbirler alınıp alınmadığını incelemelerini ve bu konuda size bilgi vermelerini isteyebilirsiniz.  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Yıkılmak üzere olan binada, çevrede oluşacak toz ve gürültü kirliliği ile ilgili önlemler alınıp alınmadığıyla ilgili bilgi vererek yıkım işlemlerinin çevre mevzuatına uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini denetlemelerini isteyebilirsiniz.

Biz bunları yaptık. En son, iletişim içinde olduğumuz Çankaya Belediyesi İmar Müdürlüğü yetkililerinin binanın yıkım öncesi halini incelemelerini ve yıkımın usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesini beklerken; belediyenin asbest ölçme konusundaki imkanlarının kısıtlı olduğuna, yıkımı gerçekleştiren firmanın hazırlayacağı rapor üzerinden bu konuyu değerlendireceklerine ilişkin itiraflar içeren bir telefon konuşması gerçekleştirdik. Telefon görüşmesinden bir kaç gün sonra, BİMER üzerinden verilen yanıtta, ilgili firma tarafından sunulan asbest analiz raporlarında, asbest numune materyaline rastlanılmadığı söyleniyordu. Bir kaç gün sonrada bina apar topar yıkıldı. Sanki bir ses binanın sahiplerine hızlıca yıkın diye fısıldadı.

Şimdi biz, ilgili idareyi aramakla geçen kısa süre zarfında asbeste maruz kaldık mı, kalmadık mı ? En çok bu sorunun cevabını merak ediyoruz.

Yazar cuerdem