• Ahmet Demirtaş
  • Yorum yapılmamış

Suç Yeri: ODTÜ Ormanı

Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait iş makineleri, 9 Eylül’ü 10 Eylül’e bağlayan gece, kent suçu işleyerek, 4,8 km uzunluğunda, ortalama 100 m genişliğinde, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) ait yaklaşık 48 ha ormanı yok etti. Olay, ulusal düzeyde yazılı, görsel ve sosyal medyada değişik boyutlarıyla sergilendi.

ODTÜ Ormanının önemli bir bölümünde meydana gelen bu yıkımla ilgili, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilgili yetkilileri,  Ankara Orman İşletme Müdürlüğü, Ankara Orman Bölge Müdürlüğü ve müteselsilen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğünün ilgili yetkilileri, Orman ve Su İşleri Bakanlığının ilgili yetkilileriODTÜ Rektörü Prof. Dr. M. Verşan Kök ve ODTÜ tüzel kişiliğinden sorumlu ilgililer hakkında bu yazının sahipleri suç duyurusunda bulundu. Peki suç neydi?

O Gece Ne Olmuştu?

Dozerler ve diğer iş makinalarıyla 20 cm çapından kalın ağaçlar bile yıkılıp sökülmüş; bir kısmı kaba yol tesviye çalışmalarında toprağın altına gömülmüştü.Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından bir kısım ağacın da kökleriyle birlikte sökülerek başka yerlere taşınıp dikildiği açıklaması yapılsa da; kaç adet, hangi özelliklerde ağacın taşındığı, nereye dikildiği belirsizliği korudu. Kaldı ki, yok edilen sadece ağaçlar değil, bir ekosistem ve ekosistem her hangi bir yere taşınamaz. Öte yandan ağaç taşıma işlemi uzmanlık ve titizlik gerektiren bir işlemdir. İlk kural da ağaçların vejetasyon mevsimi dışında taşınabileceğidir: Vejetasyon mevsiminde taşınan ağaçların tutma/yaşama şansı yok denecek kadar azdır.

Ağaçlar Taşınır mı? Nasıl Taşınır ?

Taşınacak ve kesilecek ağaçlar ne zaman, hangi uzmanlar tarafından belirlenmiştir? Ya da bir gün içinde nasıl belirlenebilmiştir? Yoksa taşınacak ağaçları belirleme kararı dozer operatörlerine mi bırakılmıştır ya da dozer operatörlerin yanına uzmanlar mı yerleştirilmiştir? Gece vakti uzmanlar görevlerini nasıl yapabilmiştir? Taşınacak ve kesilecek ağaçların dökümü yapılmış mıdır? (…) gibi fiilin ayrıntı ve vahametini belirlemeye yönelik soruları çoğaltmak mümkündür. Açıktır ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İ. Melih Gökçek kamuoyunu yanıltmaktadır.

Ağaçların usulüne uygun kesilmediği, hunharca devrilip parçalandığı –ki bu nedenle hazineye ait emvalin heder edilmesinden kaynaklanan ağır ekonomik kayıp da söz konusudur- açık bir gerçekliktir. Zaten aynı gün İ. Melih Gökçek tarafından sosyal medyada paylaşılan dron çekimleri ve video görüntüleri yapılanları göz önüne sermektedir. Üstelik İ. Melih Gökçek’in “4,5 km’lik yolu bir gecede açarak rekor kırdık” şeklinde basına yansıyan beyanı suç itirafı niteliğindedir.

Orman tahribatı sadece yol güzergahı ile sınırlı değildir. Orman / ekosistem bütünlüğü bölünmüş, yol güzergahının batısında kalan ortalama 150 m genişliğinde, 5 km uzunluğundaki orman alanının (yaklaşık 75 ha) ODTÜ Ormanı ile fiziksel ve ekolojik ilişkisi kesilmiş; bu alandaki yaban hayatına telafisi imkansız büyük bir darbe vurulmuştur.

ODTÜ’de Bir Orman Var idi!

Bugün ODTÜ Ormanı olarak bilinen alan 1957 yılından başlayarak ODTÜ tarafından Orman Genel Müdürlüğü ve Türkiye Ormancılar Derneğinin işbirliği ile ağaçlandırılan bir alandır. ODTÜ arazisinde ağaçlandırma çalışmaları değişik zamanlarda da sürdürülmüş, özellikle ODTÜ öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilen bayramlar ve şenliklerle ağaçlandırılan alan artırılmıştır. Bu orman, Türkiye’nin uluslararası düzeyde en prestijli üniversitelerinden biri olmayı başarmış olan ODTÜ’nün sivil toplum kuruluşları ile elele vererek, daha da önemlisi kamu kaynağı kullanmaksızın ürettiği; simgesel değeri son derece yüksek milli bir varlıktır.  “ODTÜ Ormanı” ağaçlandırma yoluyla oluşturulmuş sıradan bir orman ekosistemi değildir; bir başka söyleyişle övünç duyulması gereken bir “tarihsel ve kültürel orman”dır.

ODTÜ ormanı bozkır ortasında emekle oluşturulan, yer yer 50 yaşını aşmış ağaçlardan oluşan ve orman ekosistemi özellikleri göstermeye başlayan, büyük bir duyarlılıkla korunması gereken bir alandır. Bu nedenle ODTÜ Yerleşkesi, 1995 yılında Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülüne layık görülmüştür. Sadece ODTÜ için değil, Ankara için de başta insan/toplum sağlığı olmak üzere, oksijen üretimi, karbon emisyonu, rekreasyon, estetik, erozyon önleme ve toprak koruma, yaban hayatı işlevleri, flora ve fauna varsıllığı ile son derece önemli bir alandır.

ODTÜ Ormanı İçin Hukuk Ne Diyor?

Anayasa’nın 169. Maddesine göre;  “(…) Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. (…)”

Ormanların devletçe gözetiminin düzenlenmesi ise 6831 sayılı Orman Kanunu ile yapılmıştır. Bu Kanun’un 1. Maddesinde “orman” tanımı yapılmıştır: “Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.” tanımın devamında ise orman sayılmayacak yerler sıralanır.

ODTÜ Ormanı da Orman Kanunu’nun 4. maddesi (B) bendine göre “Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlar” statüsündedir.

11 Mart 1985 tarihinde OGM ve ODTÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol ile ODTÜ Ormanı’nda 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerinin uygulanması kayıt altına alınmıştır. 1997-1998 ve 1999 yıllarında Orman Genel Müdürlüğünce görevlendirilen 81. Orman Kadastro Komisyonu tarafından alanda orman sınırlandırma ve 2B uygulaması çalışmaları yapılmıştır. 27 Nisan 2001 tarihinde ise “Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Orman” olarak ilan edilmiş ve kesinleşmiştir . ODTÜ Ormanı tapu kadastro kayıtlarına paralel olarak 3 parça halinde işlem görmüştür: ODTÜ-1 Ormanı 2077,7820 ha, ODTÜ-2 Ormanı 62,0054 ha, ODTÜ-3 Ormanı 1088,5844 ha olarak ölçülmüştür. Bölgede ODTÜ’nün yanı sıra Hacettepe Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, TRT ve PTT’ye ait ormanlar da “Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Orman” olarak ilan edilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından tecavüz edilen alan ODTÜ-1 Ormanı içerisinde kalmaktadır.

6831 sayılı Orman Kanunu’nun  45.,46.,47.,48. ve 49. Maddeleri “Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlar” ile ilgilidir.

Madde 46 – Amme müesseselerine ait ormanlar (…) amenajman planlarına göre işletilir ve idare olunur. Bu planlara riayeti orman idaresi kontrol eder. (…)

Madde 47 – Amme müesseselerine ait ormanlar parçalanarak, şahıslara veya müesseselere toprağı ile birlikte devir ve temlik edilemez.

Madde 48 – Amme müesseselerine ait ormanların idaresi ve muhafazası devletin kontrol ve murakabesi altında bu kanun hükümlerine göre sahiplerine aittir.

Madde 49 – Devlet ormanlarına ait 14, 17, 18, 19, 20, 21, 41, 42 nci maddelerin hükümleri, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar hakkında da tatbik olunur.

Ayrıca “Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkındaki Yönetmelik” (Son değişiklikler ile 4 Mayıs 2016 tarih ve 29702 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır) ile özel kişi ve kurumlarla kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlara ait ormanlarda iş ve işlemlerin nasıl yürütüleceği; bu ormanların tesisi, kadastrosu, 2B uygulaması, orman amenajman planlarının yapılması – uygulanması ve takibi, bu ormanlarda verilecek izinler vb. düzenlenmiştir. Kısacası, ODTÜ Ormanı bir kent parkı değildir. Mevzuatımıza ve bugüne değin alanla ilgili yapılan işlemlere göre hukuken “orman sayılan” bir alandır. Dolayısıyla da Anayasa’nın 169. Maddesine ve 6831 sayılı Orman Kanunu’na tabidir. Burada yapılacak her türlü iş ve işlem öncelikle Orman Kanunu’na uygun olmak zorundadır. Nitekim, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ilk 10 yıllık uygulama dönemi (1995-2004) için ODTÜ Ormanı Orman Amenajman Planı yapılmıştır. İkinci 10 yıllık uygulama dönemi için (2007-2016) yenilenen Orman Amenajman Planı halen yürürlüktedir.

Şehir Hastanesi İçin mi?

Ankara Büyükşehir Belediyesi 27.11.2016 tarih ve 2372 sayılı meclis kararı ile Bilkent Şehir Hastanesi ulaşım güzergâhlarına ilişkin olarak 1/25000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişiklikleri yapmıştır. Bilkent Şehir Hastanesi alanı Eskişehir Yolu’nun güneyinde ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi kampüsleri arasında yer almakta ve hastane inşaatı devam etmektedir. Şehir hastanesine ulaşım bağlantılarını içeren, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlamış olduğu bu plan değişikliğiyle başlayan tüm işlemler Uluslararası sözleşme ve anlaşmalara, 3194 sayılı İmar Kanununa, 6831 sayılı Orman Kanununa ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa, 4881 sayılı Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ve bu kanunların ilgili yönetmeliklerine aykırı olarak yürütülmüş işlemlerdir.

Söz konusu plan değişiklikleri ulaşım ana planından azade hazırlanmış, herhangi bir bütüncül ulaşım yöntem ve yaklaşımı içermeyen, parçacıl, beyhude bir trafik problemi çözme çabası olan bu plan Şehir Plancıları Odası tarafından yargıya taşınmıştır (Ankara 10.İdare Mahkemesinde görülen 29.03.2017 tarih ve 2017/846 Esas nolu dava). Planda, Bilkent Şehir Hastanesi nedeniyle bölgeye gelecek olan ek trafik yükünü karşılamak adına Bilkent Bulvarı ve Beytepe Köyü Yolu 50 metre (Eskişehir Yolu ile aynı genişlikte) olarak genişletilmiş, hastane kampüsü çevresinde Eskişehir Yoluna ve Angora Bulvarına bağlanan 50 metre genişliğinde yeni bağlantı yolları önerilmiştir. Onaylı bir ulaşım ana planı olmayan Ankara için genel arazi kullanımını belirleyen ve 1. ve 2. Derece yollar ile önemli kavşaklar konusunda kararlar üreten 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planına aykırı olarak planlanmış bu yeni yollar, uzun erimde bölgede oluşacak olan trafik problemine bir çözüm olmayacak aksine kaos halini almış Ankara ulaşımını iyice keşmekeş haline getirecektir. Ayrıca bu süreçte işbu şikayete konu yol çalışmasının ilk izi bu planda tespit edilmiştir. Plan onama sınırı dışında bırakılan bu yol için Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 27.11.2016 tarih 2372 sayılı kararında bu kısmın ODTÜ Koruma Amaçlı İmar Planı sınırında kaldığı ve buna ilişkin işlemlerin Bakanlık tarafından ayrıca yürütüleceği belirtilmiştir. Fakat 2017 nisan ayı içerisinde Ankara Büyükşehir Belediyesi henüz asıl yol planı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmadan yolun bağlantıları için tescilli orman arazisinin yanı başında yol çalışmalarına başlayarak kamu kaynaklarını heba etmeye başlamıştır. Bağlantılarını yapmaya başladığı yola ilişkin planın kurumlardan olur alıp almayacağı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce onay alıp almayacağı, yolun geçeceği alanda söz sahibi olan ODTÜ’nün izin verip vermeyeceği bilinmeksizin kamu kaynakları Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından heba edilmiştir.

Ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ulaşım güzergâhlarına ilişkin 4 ayrı plan onaylanmış farklı zamanlarda askıya çıkarılmıştır. Bakanlık Makamının 19.06.2017 tarihli ve 7164 sayılı Olur’u ile 644 sayılı KHK’nın 13/A maddesi ve 3194 sayılı İmar Kanunun 9. Maddesine göre tadilen onaylanmış olan Ankara İli, Çankaya İlçesi, 2. Derece Doğal Sit Alanı içerisinde düzenlenen yol güzergâhlarına ilişkin 1/25000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği de bu şikayete konu olan Eskişehir Yolu-Bilkent Kavşağı-İncek Bulvarı güzergahında ilerleyen, ODTÜ arazisinin batısında, bir bölümü ODTÜ arazisi içinden geçecek biçimde planlanan 50 metre genişliğinde yeni bir yol öngörüsü bulunan plandır. ODTÜ sınırından yaklaşık 150-200 metre içeri girerek ODTÜ arazisi içinden 4.8 km boyunca geçecek şekilde planlanan bu yolun İncek Bulvarı’na bağlantı sağlaması öngörülmektedir. Önerilen yolun ODTÜ arazisinden geçen kısmı tescilli orman alanına denk gelmektedir. Söz konusu arazinin büyük bölümü 2. derece doğal sit alanı statüsündedir. Ayrıca, Kültür Bakanlığı tarafından onaylı ODTÜ sit alanları paftasında arazinin bu bölgesinde “Olası Arkeolojik Sit Alanı” ifadesi de yer almaktadır. Bu plan da Şehir Plancıları Odası tarafından yargıya taşınmıştır (Ankara 9.İdare Mahkemesinde görülen 14.08.2017 tarih ve 2017/2591 Esas nolu dava). İşbu şikayet konusu da olan yolun planını onaylayan ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ planın sadece onay ve askı süreciyle ilgilenmiş, yetkilileri planı onayladıktan sonra süreci takip etmemiş, sorumlusu olduğu ve korumakla yükümlü olduğu doğal sit alanında görevlerini yerine getirmemiştir. Söz konusu yanlış uygulamanın daha fazla telafisi güç zararlar doğurmaması adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili birimlerince ivedilikle denetlenmesi ve çalışmanın durdurulması konusunda 11.09.2017 tarihinde Şehir Plancıları Odası tarafından yazılı talepte bulunulmuştur. Uyarılar dikkate alınmamış suç işlenmeye devam edilmiştir.

Müzakere mi Dediniz?

Yargı süreci devam ederken Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü’ne hizmet etmesi amacıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi arazisi içinden yol geçirilmesine ilişkin Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi arasında bir protokol imzalandığına dair açıklamalar kamuoyuna yansımıştır. Konuya ilişkin Ankara Valiliği internet sitesinde 08.09.2017 tarihinde bir basın açıklaması yayınlamıştır.

Ankara Valiliği’nin (Cumhurbaşkanının “şifahi talimatları” doğrultunda) arabuculuğu ile ODTÜ Başkanlığı adına Prof. Dr. Mustafa Varşan Kök ve Doç. Dr Türker Özkan, ABB adına İ. Melih Gökçek ve Vedat Üçpınar, YÖK” Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ve Ankara Valisi Ercan Topaca tarafından imzalanan PROTOKOL; orman rejimine tabi, hukuken orman sayılan ODTÜ Ormanında yol yapılmasının izni değildir. Söz konusu, “protokol” denilen belge; sadece ODTÜ ile ABB arasında, ilkeler düzeyinde varılan bir mutabakattır ve teknik düzeyde birçok belirsizlik içermektedir.

Bu protokol “alan razı, veren razı” anlayışıyla Anayasanın, yasaların, yönetmeliklerin ve planların üstünde tutulamaz. Kaldı ki, ODTÜ Rektörlüğü bile kendi ihtiyaçları için ODTÜ ormanında yapacağı tesisler için yasalara, yönetmeliklere ve usulüne uygun izin almak zorundadır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi ODTÜ Ormanına mevzuata ve usulüne uygun izin almadan girmiştir; TOMA’lar ve kolluk kuvvetleri eşliğinde ODTÜ Ormanında yaptığı yıkım hukuksuz, kanunsuz ve usulsüzdür.

6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. Maddesi, devlet ormanlarında yapılacak her türlü tesis için verilecek izinlerle ilgilidir. Yukarıda belirtildiği gibi 6831 sayılı Orman Kanununun 49. Maddesi gereğince “Devlet ormanlarına ait 14, 17, 18, 19, 20, 21, 41, 42nci maddelerin hükümleri, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar hakkında da tatbik olunur.”

Bugüne değin defalarca değiştirilen; her değişimde verilecek izin kalemi ve kapsamı genişletilen 17. Madde’nin 3. ve 4. Fıkraları şöyledir:  (Değişik fıkra: 22/5/1987 – 3373/7 md.; İptal: Ana. Mah.nin 17/12/2002 tarihli ve E.:2000/75, K.:2002/200 sayılı Kararı ile; Yeniden düzenleme: 17/6/2004-5192/1 md.) (Değişik birinci cümle: 25/6/2010-6001/33 md.)“Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesislerinin; baraj, gölet, sokak hayvanları bakımevi ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden bedel alınmaz. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Bu alanlarda Devletçe yapılanların dışındaki her türlü bina ve tesisler iznin sona ermesi halinde eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Söz konusu tesisler Orman Genel Müdürlüğü veya Çevre ve Orman Bakanlığı ihtiyacında kullanılabilir veya kiraya verilmek suretiyle değerlendirilebilir. İzin amaç ve şartlarına uygun olarak faaliyet gösteren hak sahiplerinin izin süreleri; yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz yıla kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri uzatma süresi sonunda yapılır. Verilen izinler amaç dışında kullanılamaz. “

17/ 3. Fıkra (Ek fıkra: 23/9/1983 – 2896/10 md.; İptal: Ana. Mah.nin 17/12/2002 tarihli ve E.:2000/75, K.:2002/200 sayılı Kararı ile; Yeniden düzenleme: 17/6/2004-5192/1 md.)Yukarıdaki fıkrada belirtilen bina ve tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya hususi ormanlarda yapılmak istenmesi halinde de Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir.

Görüldüğü üzere devlet ormanlarında ve özel ormanlarda (günümüz bakanlık yapılanmasına göre) Orman ve Su İşleri Bakanlığınca yol yapımı için izin verilebilir. Ancak, ODTÜ Rektörlüğü ve ABB arasında 8 Eylül 2017 tarihinde protokol imzalandığı, dolayısıyla orman sahibi ODTÜ Rektörlüğünün izni ve onayıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığına gerekli izin için başvurulabileceği açıktır.

Söz konusu iznin bir günde alınabilmesi mümkün değildir. Şöyle ki; 6831 sayılı Orman Kanununun 17/3, 18, 115, ek 9, ek 11 ve geçici 8 inci maddelerine göre verilecek izinlere ve bu izinlerden tahsil edilecek bedellere ait iş ve işlemleri “Orman Kanununun 17/3 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği” (İzin Yönetmeliği) ile ayrıntılı ve açık olarak düzenlenmiştir (Son değişiklikler ile 18 Nisan 2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır). İzin Yönetmeliğinin 6. Maddesinde ormanlık alanlardan izin talebinde bulunanların talep yazılarına eklemesi gereken belgeler; 7. Maddesinde müracaatın Orman İdaresi tarafından incelemesi ve değerlendirilmesi sırasında yapacağı iş ve işlemler ayrıntılı olarak düzenlenmiştir

Ayrıca “Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkındaki Yönetmelik”in Üçüncü Bölümü“İzinler” başlığını taşımaktadır. Söz konusu Yönetmeliğin 13., 14., 15., 16., 17. ve 18. Maddelerinde, Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda verilecek izinlere dair ayrıntılı hükümler yer almaktadır.

Yönetmelikte sayılan iş ve işlemlerin hiç birisi yapılmamıştır. Ankara Orman Bölge Müdürlüğünce onaylanmış ağaç röleve planı hazırlanması, çevresel etki değerlendirme (ÇED) belgesi hazırlanması, SİT ve tabiat varlıkları ile özel çevre koruma bölgesi sınırları içerisinde kalması halinde ilgili kurum ve kuruluşların görüş ya da kararının alınması, noter onaylı taahhüt senedi alınması, Ankara Orman İşletme Müdürlüğünce izin sahasının bir tutanakla teslimi (…) gibi işlemlerin bir gün zarfında yapılmasının da olanağı yoktur. Dolayısıyla ABB, ODTÜ Ormanına izinsiz girerek tecavüz etmiş; görevi, yetkisi ve izni olmadığı halde 48 ha orman alanını doğrudan, 75 ha orman alanını dolaylı olarak tahrip etmiştir.

Kent Suçu İşlenmiştir!

Mülkiyetine bakılmaksızın her türlü ormancılık faaliyeti orman amenajman planlarına göre yapılır. Nitekim yukarıda belirtildiği üzere ODTÜ Ormanın da halen yürürlükte bulunan orman amenajman planı bulunmaktadır. Bütün üretim faaliyeti, kesme-taşıma vb. işlemleri de amenajman planlarına göre kayıt altına alınır.

Orman Amenajman Yönetmeliği’ne göre (Son değişiklikler ile 5 Şubat 2008 tarih ve 26778 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır);

MADDE 84 – (1) Amenajman planının uygulanması sırasında, teknik işlem yapmak üzere girilen her bölme için ve kesilecek her ağaç, türü ve çapına göre dikili ağaç ölçü tutanağı veya yardımcı dikili ağaç tutanağı adı verilen tutanağa geçirilir. İşlem yapılan bölmenin 1/10.000 veya 1/25.000 ölçekli krokisi, tutanağa eklenir. Kesilecek ağaçların hacimlendirilmesinde amenajman planı yapılırken kullanılan hacim tabloları ve birimleri esas alınır.

MADDE 85 – (1) Dikili ağaç ölçü tutanağında tespit edilen ağaçlar, tekniğine uygun olarak kesilir ve orman 15 ürünleri standardına uygun biçimde, değişik ürün çeşitlerine ayrılır. Elde edilen ürünler için yuvarlak odun ölçü tutanağı düzenlenir.

Yani, amenajman planlarında öngörülen ya da öngörülmeyen kesilecek her ağacın, kesilmeden önce tespiti yapılır, kayda geçirilir.

Orman Amenajman Yönetmeliğinin 93. Maddesi “Olağanüstü Etaların Hesaplanması” başlığını taşır. (Eta: odun hammaddesinin m3 ya da ster ölçüsüyle miktarıdır)

MADDE 93 – (1) Plan ünitesi ormanlarında yangın, fırtına, kar, böcek, mantar, hava kirliliği gibi etkenler sonucu, kimi zararların oluşması ve fakat ortaya çıkan bu anormal durumun eta sürekliliği yönünden planda herhangi bir değişiklik yapılmasını veya planın yenilenmesini gerektirmeyecek ölçüde bulunması halinde, plan uygulamasında olağanüstü eta hesabı ve mahsubu yapılır. Bu durumda, zararın meydana geliş biçimi, yeri, zamanı ve büyüklüğüne göre aşağıdaki şekillerde işlem yapılır:

  1. e) Plan ünitesindeki yol inşaatı, enerji nakil hattı, açma, kaçakçılık ve benzeri herhangi bir şekilde ormandan çıkarılan ağaçlar için de, olayın toplu veya münferit olarak meydana geliş biçimi dikkate alınarak, bu madde esaslarına göre işlem yapılır. (2) Tüm bu durumlar için uygulanacak işlemler, yapılacak ilk müdahalelerde esas alınır.

ODTÜ Ormanından yol geçirmek amacıyla yasalara ve usulüne uygun izin alınsa bile, yol güzergahında bulunup kesilmesi gereken ağaçların önce tespitinin yapılması, Olağanüstü Hasılat Etası Raporu (OHER) hazırlanarak onaya sunulması ve onay alınması zorunludurHiçbir resmi tespite ve rapora dayanmadan ağaçlar kesilmiş ve suç işlenmiştir.

Ağaçlar Damgalanmadan Taşınarak Suç İşlenmiştir

Olağan ormancılık faaliyetleri ya da olağanüstü durumlar gereği ormanlardan kesilecek ağaçların tespiti ve raporlanmasından sonra, kesilecek ağaçların usulüne uygun olarak işaretlenmesi ve damgalanması gerekir.

Orman Kanunu Madde 27 – (Değişik birinci fıkra : 23/9/1983 – 2896/17 md.) Devlet ormanlarından kesilecek veya herhangi bir sebeple devrilmiş veya kesilmiş ağaçlardan, hangilerinin diplerinin ve hangi ürün çeşidinin kimler tarafından numaralanıp damgalanacağına, orman mahsullerinin kesim, imal, toplama, koruma ve satış icaplarına göre nakil, istif ve ölçme işlerine, nakliye tezkerelerinin tanzim ve kullanılmasına ait şekil ve esaslar Orman Genel Müdürlüğünce tayin ve tespit olunur.

Değişik ikinci fıkra: 5/11/2003-4999/8 md.) Damga çekiçleri dört çeşit olup şekilleri, bu Kanuna bağlı levhada tespit edilmiştir. Bu çekiçlerin yetkililerden başkası tarafından kullanılması yasaktır.

(Değişik üçüncü fıkra: 5/11/2003-4999/8 md.)Orman Genel Müdürlüğünce belirlenecek esaslara göre damgaya tâbi iken damgasız, nakliye tezkeresine tâbi iken nakliye tezkeresiz, faturaya tâbi iken faturasız veya sevk irsaliyesiz olan orman emvali kaçak sayılır. Fatura veya sevk irsaliyesinin nakliye tezkeresi yerine geçerli sayılabilmesi için dayandığı nakliye tezkeresinin asgari olarak cilt, sayfa ve tarih bilgilerini taşıması gerekir.

Orman Kanunun 41. Maddesinde ise “Herhangi bir suretle satışı yapılmış orman emvali, bedeli ödenmeden veya karşılığı banka teminat mektubu veya Devlet tahvili temin edilmeden, damgaya tâbi olanlar damgalanmadan ve gayri mamûl orman emvali nakliye tezkeresi alınmadan, yarı mamûl ve mamûl orman emvali fatura veya sevk irsaliyesi olmaksızın nakledilemez. Bunlar için düzenlenecek belgelerde emvalin adedi, cinsi, nevi, vasfı, ebadı, miktarı, bedeli, hareket tarihi ve saati ile mesafe dikkate alınarak tanınan geçerlilik süresi gösterilir. Nakliye tezkereleri mal sahibinin istediği yere ve taşıyıcının taşıma imkanlarına göre müddetli olarak verilir.

Malın ilk götürüldüğü yerlerden başka yerlere taşınmasında, taşıyanın eski nakliyeyi mal mevcuduna göre yeniletmesi lazımdır. (…) Yukardaki hadleri aşan miktar, bütün fazlalığa şamil olmak üzere kaçak sayılarak idarece müsadere olunur.”hükümleri yer almaktadır.

Söz konusu hükümler sadece devlet ormanları için değil, bütün ormanlar için geçerlidir. “Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkındaki Yönetmelik”in 10. Maddesinin (5) Fıkrasına göre “Hususi ormanlarda amenajman planlarına göre yapılacak olan damga ve üretim sonucunda oluşan emvalin nakline ilişkin nakliye tezkeresi düzenleme işi orman idaresince yapılır. Plan, damga, istihsal ve murakabe işlerinde çalışan orman memurlarının kanuni harcırah ve masrafları hususi orman sahipleri tarafından ödenir. (…)”

Orman Genel Müdürlüğü Damga Yönetmeliği’nde konuyla ilgili daha ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Oysa, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) ait iş makinaları bir gece yarısı ODTÜ Ormanına girerek, usulüne uygun damgalanmamış ağaçları keserek (daha doğrusu dozerlerle devirip çiğneyerek) açıkça suç işlemiştir. Ayrıca ölü ya da diri, başka yerlere taşınan ağaçlar için de nakliye tezkeresi düzenlenmemiş Orman Kanunu bir kez daha çiğnenmiştir. Kaldı ki, ağaçların kesilmesi ve taşınması işi ABB’nin yetki ve sorumluluğunda değildir. Bilindiği üzere aynı eylemleri bir yurttaş 1 ağaç için yapsa hapis cezasına ve idari para cezasınna çarptırılır, orman emvalini taşıdığı araca da elkonulur.

645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. Maddesinin 1. Fıkrasının “A” Bendi gereğince“Ormanların korunması, geliştirilmesi, (…) konularında politikalar oluşturmak” Orman ve Su İşleri Bakanı’nın görevidir.

3234 sayılı “Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” un 2. Maddesinin “A” Fıkrasında Orman Genel Müdürlüğü’ne  “Orman kaynaklarını; ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel faydalarını dikkate alarak, bitki ve hayvan varlığı ile birlikte, ekosistem bütünlüğü içinde idare etmek, (…) katılımcı ve çok amaçlı şekilde planlamak, usulsüz müdahalelere (…) karşı korumak (…)” görevi verilmiştir.

Sonuç olarak;

Yol güzergahı geçirilen ormanlık her alan her durumda orman rejimine tabidir. Mülkiyet devri değil, izin söz konusudur. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca izin verilmiş olsa bile ODTÜ Ormanında yol inşaatı dışında ormanla ilgili yapılacak iş ve işlemler Orman Kanunu’na tabidir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin ağaç kesme ve başka yerlere taşıma yetkisi olamaz.

Yapılacak yol için Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ODTÜ’den izin alması ya da ODTÜ’nün Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne izin vermesi değil, orman sahibi olarak ODTÜ’nün Orman Genel Müdürlüğü’nden izin alması gerekir. Böylesi bir izin için ise; kesilecek ağaçların yer (bölme ve bölmecik), cins/tür ve hacimlerinin plan verilerine göre gösterileceği Olağanüstü Hasılat Etası Raporu hazırlanması ve Raporun onaylanması zorunludur.

Uygulama aşamasında ise kesilmesi öngörülen ağaçların damgalanması, Dikili Kesim Zabıtnamesi hazırlanması; kesilen ağaçların alandan çıkarılıp başka yerlere taşınabilmesi için ise Nakliye Tezkeresi düzenlenmesi gerekir. Usulüne uygun kesilip nakil edilmeyen orman ürünleri, kolluk kuvvetleri tarafından yakalandığında “kaçak” işlemi görür. Ağaçların sökülüp başka yere taşınması da izin alınmasını ve Nakliye Tezkeresi düzenlenmesini gerektirir.

Orman Kanununun 14. Madde’sinin “A” fıkrası uyarınca “Yetişmiş veya yetiştirilmiş fidanları kesmek, sökmek, ekim sahalarını bozmak, yaş ağaçları boğmak, yaralamak, tepelerini veya dallarını kesmek veya koparmak veya ağaçlardan yalamuk, pedavra hartama çıkarmak”, “B” fıkrası uyarınca “Dikili yaş veya kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmek” yasaktır ve suçtur.!

Yazar Ahmet Demirtaş